12 Ağustos 2015 Çarşamba

O Adam Buraya Gelecek, Dedi Başardı!


     Yaş 20'lerin ortasına gelince bir toplum baskısı, bir aşk patlaması düğünlerin ardı arkası kesilmiyor.. Olan ne zaman döneceği belli olmayan küçük altınlara oluyor ahhkhwhkhka :)) Ben daha PuCCa Günlük 5'i okuyamadan hatun Ceri'si, Erik'i es geçti kocayı buldu! PuCCa resmen evleniyor! Kim lan bu koca, ne ara, ne zaman diye düşünmedim değil...

      En başından beri PuCCa'nın Ceri ile evlenemeyeceğini içten içe düşünüyor, hissediyordum. Açıkçası ben bu işi kıvırdım, köşeyi döndüm kafalarıyla birbirlerini yiyecekleri çok barizdi. PuCCa için (en azından tv önünde olmak için çok yırtınmadı, gazetede bir köşe buldu takılıyor) çok bir şey diyemeyeceğim ama Ceri ekran önünde tam bir facia! Her yerinden kompleks aktığı yetmiyormuş gibi leş diksiyonu, zorlama oyunculuğu (PuCCa'nın da cadde kızı ağızları, ses tonu gerçekten dayanılmaz) ile tam bir eziyet! Zaten henüz köşeyi dönmeyi bırak, köşeyi bulamamışlardan olan ben; bu bir bok yapmadan tribe girenlere illet oluyorum. Bir de bunun görmemiş blogger versiyonları var ki bu konuda da sayfalarca giydirebilecek, ayy aman yani yazabilecek kadar doluyum.

      Öncelikle diz üstü edebiyatını plajda, uzun yolda, bunaldığımda özellikle hızlı okunabildiği ve bolca güldürdüğü için tercih ediyorum. Hoş bu konu da bağımlı olmamakla birlikte tek okuduğum serinin PuCCa'nın günlükleri olduğunu itiraf etmeliyim... Bundan önce ki 4 kitabını bir solukta, kahkahalarla okuyan ben; bu kitapta aradığımı bulamadım. Sanki bir şeyler eksikti, büyüsünü kaybetmişti gibi geldi.. Ya da uzun zamandır bu seriye karşı abi bir güleyim eğleneyim kafası yaşıyor olmamdan mütevellit, beklentim yüksekti.. Bilemedim...

       Bu kitapta ayrıl barış giden ilişki bitiyor, bir öncesine bir selam çakılıyor... Off valla klişe ben bu kitabı sevmedim arkadaşım! Özeti bir yerde vardır illa ki, aç onu oku yeter.. İlk 160 sayfa zaten boş depresyonları, ayrılıkta kendini haklı çıkarma çabalarıyla geçiyor.. Ben Ceri olsam sen kim köpek beni bu kadar gömüyorsun diye çooktan davayı açmıştım! Gerçi o da sayesinde fenomenlikten, oyunculuğa terfi etti.. Danışıklı dövüş en nihayetinde.. 

      Ama sanırım film, gazete yazıları, twitter derken biraz da büyüsü kaçtı sanki ne dersiniz? Yani çok ulu orta ve göze batırılan bir hayat varken, sanırım insan heyecanını kaybediyor.. Şu an bu evlilik işine bile seri devam etsin, çocukta figuranlıktan çıksın (figuran değildir belki çok silik bir tip, ben dizilerden hatırlayamadığımdan bu şekilde düşündüm) diye soyundular kesin diye düşünüp art niyette ve fesatlıkta zirveye oynadığımı itiraf etmeliyim! 

     Bu konu da eminim ki yalnız değilim, yani değilimdir değil mi? :) Aranız da benim gibi düşünenler kesin vardır! Temiz iş, kendisinin dediği gibi bu mevzu uzaaaar da uzar... "Kaynana geline karşı, PuCCa evlendi, çocuğu oldu, boşandı..." gider de gider! De esas mesele ben dahil okuyucu bunları nereye kadar yer... Bunca şöhret ve paradan sonra kaybolan samimiyet sonrası bir şeylerinde söneceğine inanıyorum ama umarım böyle olmaz.. Bekleyelim görelim, sonra ben demiştim diyen teyzeler gibi gezerim alnım ak bir şekilde ortalarda eejflqljljljqlqfj :) 
      
     

4 yorum:

  1. Dizüstü Edebiyat serisinden 3 kitap okudum; Pucca'nın ilk kitabı ( ahlaki zorunluluk ), Pink Floyd'un ilk kitabı ( kitabın sonunda istanbulda çıkmadı bir bizim bakkalın oğlu kalmış bu kızın demiştim ) ve Siminya ( ki en sevdiğim bu kitaptı)
    Sonra ısrarla bana hep o seriden kitap hediye edildi ; best seller muhabbeti :)
    Bugün özel olması gereken tüm konular bu kadar argo ile "ne var yeaaaa" diyerek anlatılıyorsa bunun tek nedeni bu gereksiz edebiyat serisidir.
    İşin fenomenliğini,köşeyi dönme kısımları hakkında yazdığın her bir kelimeye katılıyorum.Ama kadın-erkek ilişkilerinde bugün bu kadar vıcık vıcık haldeysek bunu yurdum kızlarının okuduğu bu romanlara bağlıyorum.
    Ve o seride anlatılan her hayatın çok da doğru olmadığını düşünüyorum.
    Tamam,susuyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet size katılıyorum gerçekten her şey o kadar basite indirgendi, o kadar dillere dolandı ki bir yerden sonra inandırıcılığını kaybetti.. Romandan ziyade enfes pazarlama taktikleri ile sayelerinde ciddi bir sektör oluştuğunu düşünüyorum. Bu kadar dikkat çektiği ve satışta başarılı olduğu için taktir etsem de sanki böyle edebiyatı yozlaştırdığını, okumaların kalitesini düşürdüğünü düşünmeye başladım. Her önüne gelende yazmasın canım! :)
      Siminya'nın kitabını okuyamadım ancak blogunu takip ettiğim kadarıyla şahane bir kurgusu, kendi çapında bir felsefesi vardı o yüzden bana diğerlerine göre daha farklı geliyor hep...
      Gerçekten orda burda anlatılan hayatlara göre yontulmaya çalışan enterasan bir kitle oluştu, "cool olcam ben yea" kafasıyla gezinen tipler o kadar çok ki :)

      Sil
  2. Pucca'nın ilk dört kitabını ben de zevkle okudum ama bu son kitabına o kadar para vermek içimden gelmedi. Eğer bir arkadaştan ya kütüphaneden bulursam okuyacağım.

    Ben de hayatımı yazmayı düşünüyorum. Gerçi bende Pucca kadar malzeme yok ama belli mi olur belki ben de köşeyi dönerim. heheheheheh :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben şahsen pek beğenemediğimden isabet olmuş diyebilirim, zengin etmeyelim daha fazla :)
      Herkesin bir hikayesi var, belli mi olur.. Denemek lazım :)

      Sil